Hızlı İletişim

30 yılı aşkın geçmişimiz ve tecrübeli kadromuzla kusursuz işler yapmaktayız.

icon_widget_image Pazartesi-Cuma: 8:00-17:00; Pazar: kapalı Bandırma Organize Sanayi Bölgesi 1.Sokak No:11, 10902 Gönen/Balıkesir +90 (266) 713 00 22 +90 (266) 713 20 22 icon_widget_image info@atilimendustri.com
a

Çeliğin Tarihçesi

“Çeliğin tarihçesi Nedir” sorusu sürekli merak edilen bir konudur. Biz de bununla ilgili sizlere bir çalışma hazırladık:

Çeliğin Tarihçesi Nedir?

 

İnsanlık, ilk günlerinden beri sürekli bir üretim ihtiyacı hissetmiştir. Elde edilen bulgular ve neticeler sayesinde demirin üretiminin Anadolu’da ve tahminen Kafkaslar’ ın kuzeyinde başladığı sonuçlarına ulaşılmıştır. Çeliğin tarihçesi de tam  da bu zorlu yolun sonuna denk gelen daha sağlam ve güçlü malzemeler üretilmesi gereken zamanlarda başlar.

Elde edilen bilgiler ışığında demir materyali yeryüzüne düşen meteorlar yoluyla ulaşmıştır. Her ne kadar demir dünyamız için doğal bir kaynak olsa da teknik ve ekonomik özellikleri sebebiyle elde edilen her birli ve tecrübe elde edenleri için bir sır niteliği taşımaktaydı. Bu sebeple üretim metotları bölgesel olarak yürütüldü ve dünya kullanımına yayılması uzun yıllar aldı.

İnsanoğlu temel ihtiyaçları doğrultusunda yapması gereken avcılığa demir ve çelik ile yön verdi. Bununla birlikte mızrak uçları, bıçak ve süs eşyaları demir ile birlikte hayat buldu. M.S. 10. yy’da demir su değirmenlerinin yapımında yepyeni bir rol oynayacaktı. Suyun muazzam gücü, cevher yataklarına yakın olma gerekliliğini ortaya koydu. Bu sebeple demiri eritmek için faydalanılan ocaklar hep suyun yakınlarında yeni yerlerini buldular. Su değirmenlerinin tahrik ettiği bu körükler, hava basıncı üretebilmesi sebebiyle zamanla fırınların daha da büyük kapasiteli olmasının yolunu açtı. Elde edilen yeni fırınların sıcaklıkları boyutlarına oranla yüksek sıcaklıklara ulaşmış oldu. Bu da M.S. 12. yy’da 100 kilograma ulaşan dövülebilir ve hurda demirden cevherin eritilmesi demekti. Bu sayede yüksek fırınların kullanılmasına başlandı. Ortaya çıkan oldukça akışkan ürün başlarda istenmemesi sebebiyle pig (domuz) olarak adlandırılmıştır.

Pik demir nedir?

Yüksek fırınlarda ısıtılan ve ana kanalda ve bitişik kalıplarda soğutularak elde edilen erimiş demire pik demir denir. Demirin pik olarak anılmasının altında büyük, orta ve bitişik küçük külçelerin dişi bir domuza ve annesini emen domuz yavrularına benzemesi sebebi yatmaktadır. Yüksek fırınlarda pik demirin ticari olarak üretilmesi14.yy’a kadar dayanmaktadır.

Fabrikasyon olarak yapılan imalatlar hava koşullarından etkilenmez.

Cumhuriyet dönemi ile birlikte ülkemizde demir çelik fabrikaları kurulmasına yönelik ilk adımlar atılmıştır. İlk demir çelik fabrikası kurulan şehrimiz de Kırıkkale’dir. Türkiye’de 17 Mart 1926 yılında ağır demir sanayisinin kurulmasına ilişkin kanun tasarısı kabul edilmiş ve 29 Mart 1926 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Resmiyet kazanmış olan demir çelik sanayisinin kuruluş yeri için yapılan araştırma ve çalışmalar neticesinde maden kömürü havzası yakınlarındaki ilimiz olan Karabük tayin edilmiştir. 1973 Yılında Sabit Lal tarafından temelleri atılan Saf Çelik firması da bilgi birikimi ve tecrübesi ile ülkemizin üretim gücüne destek olmaya devam eden önemli demir çelik firmalarımız arasındadır.

celigin tarihcesi

Günümüze kadar yapılmış olan araştırmalar neticesinde elde edilen bulgularda ülkemizde işletilebilir demir çeliğin cevherinin az olduğu bilgisine ulaşılmıştır. Ülkemizdeki işletilebilir demir rezervinin 115 milyon tondur. Sivas, Malatya, Erzincan, Bingöl, Adana ve Kayseri şehirlerimiz yüksek tenörlü demir cevheri rezervleri açısında ülkemizde önemli rol oynamaktadır.

Ülkemizin demir cevher üretim kapasitesi yıllık 7.1 milyon tondur. Toplam üretim miktarının yaklaşık 6 milyon tonu ülkemizin iç talepleri doğrultusunda kullanılmaktadır. Yeni demir yataklarının tespit edilememesinden dolayı ülkemizin mevcut üretim kapasitesine göre 16 yıl sonunda, eğer ki ihtiyaçlarımızın hepsinin ülke içerisinden tedarik edilmesi durumunda da 7 yıl sonunda tüm rezervlerin tükeneceği tahmin edilmektedir.

Yorum Gönder